Monday, April 23, 2007

being a lost freak

görünen o ki levent plazalar civarında da faaliyetlerde bulunmuş dharma initiative. işte şok kanıtlar!

  1. deva ilaç binasının tepeden görünümü:
  2. kule çarşı
vay anasını sayın seyirciler :P

Friday, April 20, 2007

genç parti spotları

orada burada görmekten bıktım, ama ufaktan bir "spoof" yapmadan duramadım. ne bileyim...


Thursday, April 19, 2007

kahretsin, kahretsin...

23 nisan, bu yıl süper bir şekilde pazartesi gününe denk geldi. bu ne demek? az biraz da olsa uzun bir hafta sonu demek. bunu haber alan ösym ne yaptı sizce? benim de gireceğim 2007 bahar dönemi ales'i (eskinin les'i) 22 nisan sabahına yerleştirdi! tüm hafta sonu ile ilgili hülyalı hallerimin orta yerine dinamit!

ösym için deli'den geliyor:

Monday, April 16, 2007

doğum günü çocuğu olmanın avantajları

öncelikle, iyi ki doğdum :P

hediyedir pastadır falan hikaye, fazla mesaiden sıyırmanın en sağlam yolu imiş meğersem doğum günü. yine de yarın ve sonraki 3-4 hafta epey zorlu olacak.

en kötüsü, zaten kısık ateşte beklemekte olan megaprocelerim biraz daha beklemek zorunda kalacak. aklıma gelmişken, aradığım kitabı literatür'e sordurdum kaça getiriyorlarmış diye, kdv dahil 132$ diye döndüler bana! kandırdığınız çocuğu gelin beraber öpelim diyor, hayatta başarılar diliyorum. amazon'da 86$ yahu! ayıp diye birşey var...

Saturday, April 14, 2007

supermarket 2.0

her tarafta web 2.0 geyiği dönüyor farkındaysanız. olayın özet olarak temeli de kullanıcı yorumları, rating ve etiketler aslında. bunun bir süpermarkete uyarlanmış hali nasıl olur diye merak edeniniz varsa (var mıdır hakkaten), ahanda böyle olmakta:

bu arada wishlist olayına girdim, ama biri bana alsın diye değil, çıkarsa alacam ya da amerikalardan getirtecem dediğim ıvır zıvırı koyacağım buraya. ilk cihazdan başlıyorum soruşturmaya; kim getirir 22"'lik lcd monitörü amerika'dan? olsa süper olur, çünkü ytl'ye vurunca 450 liraya geliyo abd fiyatı, tr fiyatı ise 699 ytl teknosa'da (başka yerlerde belki daha ucuzdur). iphone için galiba gelecek yılbaşını beklemek durumundayım, çünkü haziran'da çıkacak ve o sıralar tanıdık pek kimse kalmaz diye düşünüyorum oralarda. zaten bir ürünü ilk alanlardan olmamak, bug fix'leri, firmware güncellemelerini bekleyip öyle almak, ürünün olası tüm sorunlarıyla peşisıra karşılaşmamak lazım.

Wednesday, April 11, 2007

inanc blog

sabah sabah maillerime bakarken inanc lisesi blog'una davet edildiğimi gördüm. her kim nasıl şeetmişse iyi şeetmiş, kutlarım kendilerini.

fazla mesai...

işte (iş'te) üzerine kastığımız projenin deadline'ı yaklaşık 1 ay geriye alındı; önemli bir toplantıya yetişmesi gerekiyormuş zira. bu ne demek? hayyyvan fazla mesai demek. yalnız bitince kastığımıza değer birşey çıkacak ortaya, orası kesin.

hiç işim yokmuş gibi kitaplarıma ex libris yapayım dedim. dijital ortamların nimetlerinden faydalanıp escher kırpıntılarıyla bi'şeyler çıkardım. artistik olmaktan çok güzel bir etiket olsun, sınıflandırmada yardımcı olsun, ev içinde kongre kütüphanesi ambiyansı yakalayalım diye uğraştım. bir örneği aşağıda. tıklayınca gelen resim biraz büyük, uyarayım. 600 dpi ile basınca 10 x 15 cm'ye sığacak şekilde yapıldı:

bir de, tekno şeylerle ilgili post'ları ayrı bir blog açıp oraya mı yapsam diyordum, mine'nin son post'unu okuyunca bıraktım, dağınık kalsın.

Saturday, April 7, 2007

ek$iVista grafik şeysi...

grafiği çizdirmek için wikipedia'da bir gıdım pseudocode buldum, yalnız benim çizdirmek istediğim grafik için ne kadar ölçeklenebilir bilemiyorum. olayımız ise şöyle; grafiğimiz tipik bir yönlü çizge (directed graph) ve çizgemiz köşe ve kenarlardan (vertices and edges) oluşmakta. force-directed yaklaşımda köşelerimizi eş yüklü parçacıklar, kenarlarımızı da birim uzunlukta türdeş (öss günlerim geldi aklıma birden-türdeş!) yaylar olarak kabul ediyoruz ve oluşturduğumuz çizgenin köşelerini rastgele düzleme dağıtıp sistemin hooke ve coulomb kanunlarına göre dengelenmesini bekliyoruz. ortaya gayet estetik, takip etmesi kolay çizgeler çıkıyor, yalnız yukarıda bahsetiğim ölçeklenme problemi had safhada; kulanılan algoritmanın hesaplamasal karmaşıklığı (böyle mi çevirmeliyiz computational complexity'yi?) n^3 seviyesinde! oha ki ne oha!

ya balık gözü benzeri, yalnızca odaktaki başlığın 2 link ilerisini göstereceğim, ya da başkaca yöntemler bulacağız; artık genetic mi kasarız, apayrı birşey mi kastırırız bilmem.

of ya, of!

Wednesday, April 4, 2007

strictly confidential

yaptığım şeyleri anlatmayı çok isterdim, ama hepsi yeni (ve göğüs kabartıcı kısmı, başka yerde olmayan) bir ürünün parçası olduğundan dolayı yapamıyorum bunu. onun haricinde bankanın tüm hesaplar üzerinde çalışan yeni karlılık programlarını yazdım. hesaplamalar basit, ama aynı işlem milyonlarca türk lirası ve yabancı para cinsinden hesap üzerinde çalışacağı için performansı yerlerde sürünmeyen, temiz kod yazmak gerekiyor. süreç içinde bir taraflarım çıkmadı dersem yalan olur, zira bir sürü kurum içi standart falan fiştan mevcut. eski tarihlerde yazılmış milyon tane program var, ve bunların önemli bölümünde bu standartlara uygunluk göremeyince "bize de mi kopenhag kriterleri lan?" demeden edemiyor insan :P

vaporware'lerim listesinin güncellenmiş halini de ekleyeyim, bu post'umuz da burada bitiversin:

  • versaTile simulasyon (simülasyon yazanı budaklı meşe odunuyla döverim, şiddetten yanayım, arz ederim)/erp şeysi
    • bununla ilgili hiçbir şey yapmadım, drawing board aşamasını geçemedi hala.
  • quant anket/test/e-learning aracı
    • sayfaları oluşturmakta kullanılacak markup dili üzerinde çalışıyorum, ama ürünün hedef kitlesini bilgisayar ve programlamayla ilişkileri kısıtlı öretim elemanları olduğundan dolayı iyi bir şablon takımı da hazırlamak şart. sık kullanılan/kullanılabilir soru tiplerini tespit etmeli.
    • esas işe yarayabilecek şey, komşusundan haberdar seçenek kutucukları tasarlamak olacak sanki. birçok ankette yanıtlar bir matristen seçiliyor, ve böyle soru tiplerinde bu tip seçenek kutuları işleri kolaylaştırabilir.
    • bildiğimiz lineer, başladığı gibi biten testlerden ayrı olarak verilen yanıta göre dallanıp budaklanan, ya da toefl'daki gibi soru bankasından yeni soru seçen yapıları da eklemeyi düşünüyorum.
    • test yayın ortamı internet olacağı gibi, test tasarım ortamı da web tabanlı olacak. sürükle-bırak ve snap-to-grid olaylarını öğrenmem lazım, bir de on-the-fly syntax highlighting yapıcam, tadından yenmeyecek.
  • ek$iVista online
    • grafik çizimi ile ilgili bir kitap buldum, ama yemek arasında ya da hafta sonunda taksim'e gitmeye fena halde üşendiğimden pandora'da, literatür'de ya da robinson crusoe 389'da var mıdır diye soramadım. krugle ya da koders'dan başka dilde hazır kod bulup apartmaktansa pseudocode'dan hareketle kendim yazarım daha iyi.
    • ek olarak bir başlık sınıflandırma sistemi planlıyorum, ama bunun için kategoriler belirlemem ve elimdeki sözlük verisinden bir corpus oluşturmam lazım. corpus'u oluşturduktan sonra deli pösteki sayar gibi kategoriler içinde her kelime puanlanacak, bu kelimeleri içeren entry'lerin başlık içindeki sırasına, kelimenin link içinde geçip geçmediğine, vs., göre her kategori için başlıkların puanları oluşacak. "başlıkları alt alta okumak" başlığını analiz etmek istemem doğrusu, şizofrene bağlar makina |--<8^~
    • erdös number olayı gibi x yazarının y yazarı numarasını bulacağım eğlence olsun diye. en kolay kısmı da bu zaten, ve bu sayının hangi yazar çifti seçilirse seçilsin çok yüksek çıkacağını tahmin etmiyorum.
  • geçen thinkGeek'de şöyle bir dalgametre gördüm. alınası bir şey, ama bunu alıp hemen orayı burayı özgürleştirmekten (öhö) daha eğlenceli bir (sayıyla 1) şey var; parçaları toplayıp, başka bir işim yokmuş gibi aletin bir benzerini yapmak!
    • selanik pasajı ya da yazıcıoğlu'na yollanmadan önce öğrenmem gereken şeyler var; usb arabiriminden veri nasıl gönderilir, hareket elemanları olan servolara nasıl komut gönderilir, falan da filan.
    • bunu bir de sensörlü, yolunu belirli bir dereceye kadar kendi bulabilen ama gerektiğinde uzaktan kumanda edilebilen bir aletin üzerine monte edersem tam süper olacak. bitirip deneme aşamasına gelirsem ilk denemelerimden birini kulede yapacağım. muhasebeye giden en kısa yol olsa gerek bu :P
odama, yurt odamın kapısına astığım gibi bir "karalama posteri" asmam lazım biraz olsun ilerleyebilmem için; blog bu işin hakkını veremiyor pek... ek$iAPI için kasarken gayet faydası olmuştu, şimdi de olmaması hiçin hiçbir neden yok.

Monday, April 2, 2007

kafayı kırmak

"The use of COBOL cripples the mind; its teaching should, therefore, be regarded as a criminal offense"
- Edsger Wybe Dijkstra

COBOL kasa kasa kafayı kırdım, millet "ne dil öğrensem" diye sorduğunda Scheme, Pascal derken Java falan yaparsın, dünyayı görmüş kadar olursun falan diyorum. N'oluyor ya böyle?