Monday, November 9, 2009

çok uyanıksınız sayın semercioğlu

bugünün hürriyet gazetesi, kelebek eki.  cengiz semercioğlu'nun köşesinden masum görünen bir bölüm:
Yılın 3 ayı Digiturk’e para ödemeyelim...

Bu çanak antenlerin çatıların üzerinden yok olup gideceği günü iple çekiyorum.

Hem günümüz dünyasında geri bir teknoloji, hem de göz zevkini bozan bir kirlilik...

Kablolu yayınlar, hatta kablosuz (wireless) teknoloji bu kadar gelişmişken televizyon yayınlarını hâlâ koca koca çanaklardan alıyor olmamız ilginç...

Bu yüzden de televizyonlarımız şehir hatları vapurları gibi hava muhalefetinden etkileniyor.

Yağmur yağar Digiturk bozulur, rüzgar çıkar Digiturk donar, kar yağar Digitürk gider.

Madem kışın Digiturk izlemek kâbusa dönüşüyor benim de bir önerim var; yılın üç ayında kışın fatura ödemeyelim.

Hizmet almadığımız şeyin faturasını ödememek hakkımız değil mi?..

Yılın 3 ayı Digiturk’e para ödemeyelim...

Bu çanak antenlerin çatıların üzerinden yok olup gideceği günü iple çekiyorum.

Hem günümüz dünyasında geri bir teknoloji, hem de göz zevkini bozan bir kirlilik...

Kablolu yayınlar, hatta kablosuz (wireless) teknoloji bu kadar gelişmişken televizyon yayınlarını hâlâ koca koca çanaklardan alıyor olmamız ilginç...

Bu yüzden de televizyonlarımız şehir hatları vapurları gibi hava muhalefetinden etkileniyor.

Yağmur yağar Digiturk bozulur, rüzgar çıkar Digiturk donar, kar yağar Digitürk gider.

Madem kışın Digiturk izlemek kâbusa dönüşüyor benim de bir önerim var; yılın üç ayında kışın fatura ödemeyelim.

Hizmet almadığımız şeyin faturasını ödememek hakkımız değil mi?..

bildiğim kadarıyla digiturk eutelsat W3 uydusu üzerinden yayın yapar ve 60 cm çaplı çanaklarla izlenebilir.  ben de her ne kadar digiturk tarafından digiturk abonesi sayılmasam da -yayını türksat 3a üzerinden aldığımızdan yan çiziyorlar ama gelen faturalarda digiturk antet ve kaşesi var- bir digiturk üyesiyim.  memnun bir üye olduğum da söylenemez; lig tv'nin görüntü tercihleri -bir anlığına servet çetin'in sümkürüğü girer çıkar- ve platform kanallarının yetersizliği fena halde can sıkıcı.  egiBlog'da digiturk'ün garip uygulamalarını bile konuk etmişiz zamanında.

her neyse; 90'lık çanak ile ve sinyal kalitesinin en yüksek olduğu yer türkiye olacak şekilde konumlanmış  bir uydudan yayını aldığımız halde hava biraz bozduğunda görüntü sıkıştırma artifact'leri ile dolmaya başlıyor ya da tamamen gidiyor.  yuh digiturk, kahrol digiturk, çok yaşa nerede olduğu bilinmeyen dijital karasal yayın.  katranla tüyleri hazır edelim, edelim de:

  1. yaşanan problem uydu teknolojisine has bir problem değil mi?

  2. problemin sorumlusunun tek başına digiturk olmadığı görülemiyor mu?

  3. sayın semercioğlu'nun patronunun digiturk'e rakip bir dijital platformunun olmasının bu yazının yazılışında bir etkisi var mıdır?

  4. bu rakip platform (d-smart) da uydu yayını temelli değil mi?

  5. uydu yayını temelli bir dijital platform olan d-smart ile, digiturk ile yaşanması şikayet konusu olan problemin yaşanmadığı/yaşanmayacağı garanti edilebilir mi?

  6. aynı problemlerin diğer dijital uydu yayınlarında da yaşandığı aşikarken konu hakkında yazılan yazının doğrudan ve sadece digiturk'ü karalar nitelikte yazılmış olması ne kadar etik?

  7. yoksa yazar kendi çalıştığı grubun ürününün müşterisi değil mi?  başka bir deyişle, grubunun ürününe güvenemiyor mu?


sorular bitmez ama yukarıdaki soruların ne oldukları aşağı yukarı belli olan yanıtları türkiye'de yapılan gazeteciliğin seviyesi hakkında fikir verebilir.  yazarımıza gelince; bundan sonra yazdıklarınıza nasıl güvenelim sayın semercioğlu?  herhangi bir şark kurnazı, bir medya tetikçisisiniz artık benim için.