Tuesday, July 8, 2008

okumaz yazmazlık

yazamıyorum. yazacak gücü uzun zamandır kendimde bulamıyorum. yok. tıkanıyorum. olmuyor. bir sonraki cümleyi daha önce yazdıklarıma eklemlendirmekte zorlanıyorum.

içinde bulunduğum bu garip halin kendimce iki açıklaması var. "kim niye, niçin yazar?" diye ne zaman düşünsem ilk şu sonuca varıyorum: derdi olan insan yazar. yazmak kaçamak bir çıkış yoludur sonuçta dertlerimizin. sırlarımızı kuyuların içine içine bağırmaktır. şu ya da bu şekilde sıkıntılarını paylaşamayanlar eninde sonunda sapıtır, kayışı koparır, delirir ve delilerin en iyi bildikleri, akıllarından hiç çıkmayan belki de tek şey içinden geçip sonuna vardıkları delirme sürecidir. bu yüzden deliler halden anlar, empatiktir deliler. kuyu başlarında dolanır, sıkıntılarını, sırlarını haykıranların ardından kuyunun başına seyirtip eteklerinde biriktirdikleri taşları döküverirler aşağı. peki neden? "akıllı"ları bir araya getirip dertlilerin, delirmek üzere olanları dertlerine çözüm bulmaya zorlamak için. kırk "akıllı"nın da yetmediği durumlar da şikayet konusu olmuş tabii, "bir deli bir kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış" diye.

işin ilginç tarafı, böyle delilikle dertlilikle alakalı vahim bir durum da yok ortada. hatta tam tersine, kendimi sözel olarak hayatım boyunca en iyi ifade ettiğim zamanları yaşıyorum bile diyebilirim. hiçbir sıkıntımı içime atmıyorum, ölçmek/tartmak dışında hiçbir tepkimi geciktirmiyorum. yine de yazmak? şu sıralar nedense mümkün değil. konu üzerine biraz daha kafa patlatınca olayı çözdüm gibi geldi yalnız. evet, yazamıyorum, çünkü okuyamıyorum! okulun yaz dönemi başladıberi eve akşam 22:30'dan önce geldiğim yok. vardığım zaman da latin alfabesine karşı alerjiye benzer bir şey tetikleniyor içimde. geriye sabah serviste geçirdiğim 1 saatlik ara kalıyor ki, onda da uyuyorum gayriihtiyari. okumaya değil zaman, an bile yaratamıyorum durum böyleyken. işte olan biten şeylerin, üzerinde uğraştığım işlerin önemli bölümünü paylaşmam söz konusu bile değil. okulda bugün derste kerrat cetvelini belleyip bellemediğim de kimsenin umuru değil. bir okuduğum ve dinlediğim şeyler kalıyor hakkında yazacak ama onlar da namevcut.

hayat damarlarımın kaçı kopmuş demektir sizce?

4 comments:

  1. sevgili egiboy, icinden gelmese de guzel yazmisin valla..

    memleket olarak okumuyoruz vesselam. sorun hepimizin. egitim sart :P yakinda senin de isler durulur baslarsin yeniden okumaya.

    haydi hoscakalasin

    ReplyDelete
  2. sevgili egiboy,
    yazdigim yorum cikmadi demin galba ya da beceremedim bilmem..

    egitim sart vesselam. herkes okusun. hatta haydi kizlar okula..

    :)

    ReplyDelete
  3. ay pek malim. onaydan sonra gosterilcekmis. hehe. al sana bi dunya yorum. onayla da onayla artikk.

    ReplyDelete
  4. egiboy the amelengineerJuly 9, 2008 at 3:09 PM

    teşekkür ettim dilek'cim. öncelikle mallık falan yok, bürokratik süreçlere dayanamamak var :) hepbirini onayladım, güzel de durdular.

    görüşürünk...

    ReplyDelete