Saturday, September 20, 2008

son günlerin ilginçlikleri

hava güzel, deniz çarşaf demiştim geçenlerde, demez olaydım. hava tek kelimeyle garip, deniz de coştu hatta azdı. akşam biraz yağmur yağdı, gece daha da yağmasını bekliyorum. otelde şu sıralar mebzul miktarda iranlı var. geçen kafeteryadan geçerken köşede oturanların birkaçının boynunda kanatlı bir adam simgesinin asılı bir kolye olduğunu gördüm. geçen günlerde konuştuğum iranlıların hepsi "oruç tutuyor musun?" diye beni sıkıştırıp kendilerine aynı soru sorulduğunda "yok, biz seferiyiz, yolcuyuz" diye kıvırdığı için -müslümanlıkla şark kurnazlığı beraber geliyor galiba- bu grubu da müslüman olarak yaftalamıştım kafamda, o nedenle şaşırdım tabii. neden şaşırdım derseniz, bu kanatlı amca zerdüştlüğün simgesi. gittim sordum "tarihe sahip çıkalım diye mi takıyorsunuz yoksa hakikaten zerdüşt müsünüz?" diye. biri hariç (o da materyalistmiş; marx engels saydı durdu) hepsi zerdüşttü. biri tahran yakınlarında bir şehirde avizeci, diğeri mimar, diğerleri de esnaf. benim dinler tarihine yakın ama ana akım dinlerine uzak olduğumu görünce başladılar eteklerindeki taşları dökmeye. mollalara, şu anki eğitim sistemine, ülkelerinin içinde bulunduğu duruma saydılar, sövdüler. '78 civarı olan biteni (koç sağolsun) biliyordum ve belli detayları benden duymaları onları şaşırttı. kendi ülkelerinde bunlar çocuklara anlatılmıyormuş zira iddia ettiklerine göre. yaklaşık bir saat boyunca konuştuk da konuştuk; istibdat aşağı mezalim yukarı. sonrası da hep "burada kiralar ne kadar?" falan gibi piyasa araştırması tadında sorulardı. biri yerleşmeye niyetli gibiydi herhalde, bu tür sorular hep ondan geldi.

böyle dedi zerdüşt, öylece dinledi egiboy.

bir tatilin daha sonuna geldik. pazartesi yine ankara arı stüdyosu'nda sizlerle buluşmak ümidiyle, esen kalın...

No comments:

Post a Comment